22 Ağustos 2011 Pazartesi

Gündökümü II #2

"Küçük Prens, kendi türünde biricik kitap olma özelliğini hâlâ taşıyor, ne var ki sevenlerin çokluğu gözümü korkutmuyor değil. Sağcısı, solcusu, orta-yolcusu, hayvanseveri, çevrecisi, feministi, masalcısı, gerçekçisiyle herkesin sevgilisi. Exupéry'nin de yarattığı başkişi gibi birdenbire dünyadan uçup gitmesi, efsaneye bir efsane daha katıyor. Edebiyat yapıtlarının kitlelere malolması, sevinilecek bir olay ama bu kadar farklı dünya görüşlerininden, kültürlerden, sınıflardan gelme kişilerce aynı heyecanla kucaklanması, bağra basılması, yazarın anlamsız bir sevgi selinde boğulmasına yol açabiliyor, ortalamayı yakalamak gibi bir beceri çıkıyor ortaya. Exupéry yaşasaydı, eminim, bilmeden bir numara çevirmiş bir hokkabaz gibi şaşkınlığa düşerdi bu beklemediği ilgi karşısında. Oysa kendisi her nabza göre şerbet vermemiş de her nabız bu şerbeti nedense almış. Nedense?" (s. 352)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder