24 Mart 2011 Perşembe

Yazının da Yırtılıverdiği Yer #2

"Karasu'nun tam olarak ne'den bahsettiğine dair ilişkin soru önemini koruyor, çünkü yorumlar her seferinde farklı bir anlamla, tek bir anlamla çıkıp geliveriyorlar. Masallar hep korkuyu, Gece her seferinde baskıyı, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı inanç bunalımını anlatıyor. Karasu, derslerinden birinde Sait Faik'in 'Sinarit Baba' öyküsünün 'ne anlattığını' sorup, bir öğrencisinden 'intiharı anlatıyor' yanıtını alınca, kendisinden hiç beklenmedik bir şekilde bir anda yumruklarını kürsüye vurmaya, büyük bir öfkeyle bağırmaya başlar: ' Bunu anlatmıyor, işte, bunu anlatmıyor! Bu metin olsa olsa bir balığın yakalanacağı oltayı seçmesini, seçtikten sonra da pişman olmasını anlatıyor!..' Baktığımız zaman her yerde simgelere, eğretilemelere, alegorilere sarılı anlamlar görmeye başlarsak, bir balığın yakalanacağı oltayı seçmesini, seçtikten sonra da pişman olmasını asla gerektiği gibi okuyamayız, her seferinde başka bir anlama yakalanıveririz. Okurken bu alışkanlığımızdan kurtulmalıyız çoğu zaman." (s. 95)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder