28 Ağustos 2010 Cumartesi

Ne Kitapsız Ne Kedisiz #2

Cinayetin Azı Çoğu
"İnsanlar, şehirlerinde rahat etmek için dirim ortaklarını teker teker yok etmenin ne kadar ilkel bir 'çözüm' olduğunu, iş işten geçmeden anlayabilecekler mi? (Pencereyi gölgede mi bırakıyor? Kökler betona mı dayandı? Ağaçlar kesiliverilir. Kuduz tehlikesi artar gibi mi? Kediler köpekler fırında yakılıverilir.) Karşıdan bakanlar için şehir yaşamı bir 'kolaylıklar cenneti'dir; şehirliler, zahmetsizliğin ancak zahmetle elde edilebileceğini unutuyor mu? Öldürmekten, yok etmekten azıcı daha zahmetli çıkar yollar aramamak, uygarlığın övüncü haline mi gelecek?" (s. 52)

"Çocukların onların [hayvanların] bu yeryüzündeki ortaklarımız (yalnız doygu ortağı değil, çıkar ortağı da) olduklarını öğreteceğimize, eskinin umacıları yerine koyuyor, kendilerinden korkulacak canavarlar diye gösteriyoruz onları. Her kuşak bu 'temel' korkuyu bir sonrakine de aktarıyor. Onları sevmekle kazanılabilecek dostluğu öğreteceğimize çocuk kafalarında düşmanlıklar yaratıyoruz. Daha kötüsü, gücümüzü onlara karşı kullanmağı, ucuz, kolay üstünlükler yaşamağı pek küçük yaşta öğreniyor, öğretiyoruz. Kediden köpekten korkulur; kovmakla da kalınmaz, çığlıklar atılır (bu düşmanlık karşısında kendini koruma içgüdüsünün hâlâ sürüp gitmesine de edilmedik laf bırakılmaz!); canlıların bu yeryüzündeki dengesinden habersiz insanlar karşısında, cırnağı ile dişinden başka silahı olmayan'parya'lar yaratılır. Sonra bunlar, şu ya da bu biçimde, öldürülüverir." (s. 53)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder