28 Ağustos 2010 Cumartesi

Ne Kitapsız Ne Kedisiz #3

Bilge Karasu Adlı Birinin 50. Yaşı Üzerine
"Çocukluğundan beri bir oyunu oynar: Gözetlenme oyununu. Önceleri belki bir suçluluk duygusuydu bu: Kendisine dikilen göz. Tanrının, anasının, büyüklerden birinin, sevmediği birinin gözü olur, kınardı o anda yaptığını. Adı konmadan yaşanırdı bu suçluluk. Şimdi ise gerçekten bir oyun: Kimi dakikayı, 'bakan, gören varmış gibi yaşamak'... Ancak bizim baktığımız kadar bize bakıldığı, gördüğümüz kadar görüldüğümüz yanılgısından, geç, güç sıyrılıyoruz. Bizim bir çift gözümüze karışılık sayısız çift göz almaktadır çevremizi. Bu gözler, sandığımızdan çok daha sık ilişir bize. Ne ki, Karasu'nun oynadığı oyunda, gözler, artık, yapılmakta olan işi kınayacak gözler değildir; yapılmakta olan iş, 'kınanacak bir iş' değildir zaten... Karasu kendi kendine bir şeyler anlatır, gözetlenme oyunu da o sıra oynanır. Bakan göz, o anlatılanı dinlemektedir. Nasıl gözse!.." (s. 86)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder