14 Şubat 2011 Pazartesi

Lağımlaranası ya da Beyoğlu #9

"İyi okur omak, çok okumuş olmak, başkalarının nasıl yazdıklarını bilmek yetmiyor, hiç yetmiyor. Her zaman bir çeşit imrenme duymuşumdur birtakım yazarlara: Hani ne okudukları sorulduğunda, bilmem ki, unutuyorum, ne bileyim ben, şairleri okurum, Amerikan (ya da Fransız) romancılarını okurum, hiç okumam, gezer, tozar, eğlenirim, çalışırım, sonra bir şey yazmak isterim, oturup azarım, okumasına okurum ama elime ne geçerse okurum diyen birtakım yazarlara... Kendini arılara benzetmek isteyen yazarlara. Bense elma kurdu, erik kurdu gibi mi semiriyorum? O da değil. Bir tek yemişe bağlanmak, hangi çiçeğe konduğunu bilmeden, bir pembesine, bir sarısına konmaktan adha iyi değil. Okuyan insan olmak daha namusluca bir iş. Üstelik okuduğunu şakaya, alaya, yalancı alçakgönüllülüğe vurmadan söylemek daha iyi."(s.116)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder